Sevgiye Aç Olanlara 2 ÇÂRE
Çâre 1:İncinmeyi Göze Alın!
Vaktiyle zarif bir lâl hanımefendiyle naîf bir lâl beyefendi lâtif bir izdivaç yapmışlar.Birbirlerine hürmetle muamelede,sükûtla mukabelede bulunurlarmış.Lâkin hanımefendi sevgisini göstermekte beyefendi kadar cesur davranamaz,çekinirmiş.Yıllar sonra ikiside ihtiyarlamaya yüz tutmuşken birgün her ne ve nasıl olduysa beyefendi hanımefendinin kalpcağızını incitmiş.Hanımefendi de bu hâle içerlemiş bir miktar.Lâkin o kadar da zarif ki,içerlemişliğini zevcine bir türlü nasıl hissettireceğini bilememiş;bizlere göre en kestirme yol olan "surat asma" hadisesini hiç bilmiyormuş zaten.Bir akşam yemeklerini yiyip de sıra kahvelerini içmeye gelince hanımefendinin aklına bir fikir gelmiş;ikram ederken kahvesini zevcine,bir gonca gül koyuvermiş fincanının yamacına.Beyefendi anlamış tabii hemen anlaması gerekeni...Diyormuş kihanımefendi,goncaya söz yükleyerek:"Ey bey!Bu goncağızın gül açmadan nâlatif ellerce dalından koparılması gibi,sen de beni daha serpilmemiş bir genç hanımefendiyken evimden,ebeveynimden koparıp aldın;şimdi bir de beni incitiyor musun?"Bakınız efendim,rikkat buyurunuz bir goncayla anlatılanlara,dahası anlaşılanlara bakınız.Pek zarif,pek hoş.Tabii efendim,henımefendi ne kadar hoşsa beyefendi de aynı hoşlukta olduğundan goncayla yapılan sitemin cevabı yine ona yakışır şekilde olmuş.Ertesi sabah bir uyanmış ki hanımefendi,başucunda bir demet fesleğen...Diyormuş ki beyefendi cevaben:"Ey hanım!Şu fesleğenin enfes kokusu gibi sen de pek hoş,pek latifisn!Lâkin sana dokunulmadan(incitilmeden)hiçbir sevme yada sevmeme gösterisinde bulunmuyorsun.Beni sevdiğini anlamıyordum;dedim ki hiç değilse sevmediğini anlayayım!Bu da yetsin bana,ne olur affet,işte bundan sebep incittim kalbini!"
(NOT:Fesleğen,dokunulmadıkça kokusunu hissettirmeyen bitkidir.)
Çâre 2:Kalbinizi(Sevginizi)Paylaşın!
Genç adam şehir merkezindeki ünlü meydanda durmuş,en güzel kalbin kendi kalbi olduğunu söylüyordu.Çevresine büyük kalabalık toplanmıştı.Herkes en küçük bir leke ya da çatlak olmayan bu kalbe imrenerek bakıyor,onun güzelliğini konuşuyordu.Sonunda hepsi bu kalbin gördükleri en güzel kalp olduğuna karar verdiler.Genç adam çok gururlandı,daha yüksek sesle kalbini övmeye başladı.Âniden kalabalığın önünde yaşlı bir adam ortaya çıktı ve kalbinin güzelliğini öven gence seslendi:"Bir dakika genç adam!Senin kalbin benimki kadar güzel değil!"Kalabalık ve genç hep birlikte yaşlı adamın kalbine baktılar.Çok güçlü atıyordu ama izlerle,yarıklarla doluydu;bazı parçalrı yoktu,bazı parçalrın yerine küçük parçalart konmuştu ama bunlar tam yerine oturmamıştı,gelişigüzel konmuştu,bazı yerlerinde kocaman oyuklar vardı.İnsanlar hayretle baktılar,"Nasıl bu adam kalbinin daha güzel olduğunu söyleyebiliyor?"dediler.Genç adam da yaşlı adamın kalbinin haline baktı ve "Şaka yapıyor olmalısın!"dedi,"Kendi kalbini nasıl olur da benimkiyle karşılaştırabilirsin?Bak benimki mükemmel,seninkiyse yarık ve eksiklerle dolu!"Yaşlı adam kendisinden emin cevapladı genç adamı:"Evet! Seninki mükemmel görünüyor,ben seninkiyle yarışamam!Ama bak,benim kalbimde gördüğün her yarık sevgimi verdiğim bir kişiyi temsil eder.Kalbimin bir parçasını koparıp onlara verdim ve çoğu defa onlar da bana kendi kalplerinden birer parça koparıp verdiler.Fakat tam benim parçamın büyüklüğünde olmadığı için arada boşluklar kaldı.Ancak ben bu boşluklara şükrediyorum.Çünkü onlar paylaşılan sevgileri bana hatırlatmıyor.Bazen insanlara sevgimi cömertçe vermeme rağmen onlar bana karşılığını vermediler.Bu derin boşlukların sebebi işte bu karşılık alamadığım sevgilerdir.Bunlar acı veriyor ama olsun,onlar da benim sevgime karşılık vermeyen insanları bana hatırlatıyorlar.Yine de sevgime karşılık verecekleri bu boşlukları dolduracakları günü bekliyorum.Şimdi gerçek güzelliğin ne olduğunu anladın mı?"Genç adam yanağından akan yaşlarla sessizce duruyordu.Yaşlı adama doğru yürüdü,harika güzellikteki kalbinden bir parça kopardı ve onun titreyen ellerine verdi.Yaşlı adam alıp onu kalbine yerleştirdi.Sonra kendi yara dolu kalbine kalbinden bir parça koparıp adamın kalbindeki boşluğa yerleştirdi.Boşluk doldu ama köşelerde biraz boşluk kaldı.Genç adam kalbine baktı.Artık mükemmel değildi ama öncekinden daha güzeldi.Çünkü yaşlı adamın kalbindeki sevgi onun kalbine akmıştı.Birbirlerine sarıldılar ve yürümeye başladılar.
Genç Beyin Dergisi'nden alıntıdır.