Yerli bir animasyon olan “Zeytinin Hayali”, Ella İstanbul Animasyon Stüdyolarında hazırlanan propagandif bir yapım. Filistin’in İsrail tarafından işgalini eleştiren yapımda işgal karşıtı bir tutum sergilenirken aynı zamanda dini bütün bir muhafazakar toplumsal hayatın propagandası yapılıyor.
Film, zamanında köyünden İsrail askerlerince kovulan Meryem Nine’nin ve torunu Faris’in hikayesini anlatıyor. Meryem Nine’nin babası askerler tarafından öldürülüyor ve Nine o günden beri İsrail askerlerinden korkuyor. Faris, başarılı bir öğrenci ve aynı zamanda Karate sporuyla ilgileniyor. Karate müsabakalarıyla işgal karşıtı mücadele arasında kurulan paralellik sayesinde, Faris güçlü rakiplerinden korkmamayı öğrenirken, Meryem Nine de İsrail askerleri karşısındaki korkusunu yeniyor ve İslamcı militanların öncülüğünde işgal karşıtı bir direniş başlıyor. Meryem Nine ve ailesi filmin sonunda kovuldukları köylerine geri dönüyorlar.
Film didaktik bir dile sahip ve bu açıdan seyri keyifsiz bir yapım. Karakterlerin çoğunun modern bir görünüme sahip olmaları, İstanbul Türkçesi ile konuşup, dini bütün, kapalı bir toplumsal yaşama sahip olmaları ilginç bir kombinasyon ortaya çıkarmış. “Selamın Aleyküm Ninecim, … bu durumun beni kaygılandırıyor… Allaha şükür” gibi girift bir dil kullanan karakterler inandırıcılıktan uzak olduğu gibi, bu karakterler üzerinden iletilen mesaj da kaygı verici. Öncelikle filmin açıkça tavır aldığı İsrail’in Filistin işgaline karşı çıkmamak imkansız elbette. Ancak bu işgale karşı çıkmanın sebebi işgale uğrayanların Müslümanlar olması olmamalı. Bir devletin, bir halkın başka bir devlet ve halk tarafından işgal edilip öldürülmesine her zaman karşı çıkmak gerektiği gibi, bunu Siyonizm-İslamcılık meselesinden çıkartmak da gerekir. Film yaşanan bu savaşa tek taraflı bakmakla kalmıyor, ayrıca bilinçli bir şekilde İsrail düşmanlığı yapıyor.
“Zeytinin Hayali” filmindeki Filistinli karakterler düzgün bir şekilde çizilirken ve tamamı “iyiler” kervanında gösterilirken, İsrailli askerler çirkin, kısa, şekilsiz insanlar şeklinde çiziliyor. Hatta İsrail’in Filistin’e saldırdığı bir sahnede açıkça İsrail Şeytan ile özdeşleştiriliyor. Film bununla da kalmıyor, Müslüman olmayanlara karşı ırkçılığa varan bir tutum sergiliyor. Örneğin filmdeki bütün Müslümanların gözlerinin rengi beyazken, Müslüman olmayanların gözlerinin rengi sarı, buna hayvanlar da dahil, çünkü hayvanların dini olmadığı için, iyi hayvanlar da olsa, örneğin Serap isimli sincap İsrailli askerlere karşı mücadeleye katılıyor, Müslüman olamazlar. Bu düşmanca tavır, haklı bir işgal karşıtı tutumu haksız çıkaracak bir duruma yol açıyor.
Filmde Müslüman bir toplumsal hayat modeli de sunuluyor. Herkes birbirine karşı ilgili, sevecen, yardımsever, herkesin dilinden Allah düşmüyor. Babalar çalışıyor, üstelik doktor vb gibi modern mesleklerde çalışıyorlar. Ama anneler evde. Erkek çocuklar dışarıda koşup oynarken, kız çocuklar evde. Filmde ayrıca kadınlar çoğu zaman kendi isimleriyle değil, oğullarının isimleriyle anılıyorlar. İbrahim’in Annesi gibi.
Film için olumlu bir eleştiri yapmak imkansız, biçim ve içerik açısından yetersiz olduğu gibi, bahsedilen nedenlerden ötürü de açık açık propagandaya yönelik bir film. Çocukların bu tür ideolojik yönlendirmelerden uzak tutulmaları gerekir.
Filmin aldığı tepkilerden biri...
Hem türk-animasyon filmi olduğu için hemde Filistin'e destek için bu filmi mutlaka izleyelim ailece izlenebilcek bi film...
Kaçırmayın asla..
Ben kardeşimi götürücem sizde götürebilirsiniz... (;