merhaba,
google'da rüya tabirlerini ararken bu sayfa çıktı karşıma, madem ilgilisiniz üye olup cevap yazayım dedim.
ben belki de astral seyahatler yapıyor olabilirim, isteyerek değil de bir şekilde kendiliğimden..
eğer gördüğüm rüya değil de astral seyahatse, evet, berbat bir ses var çın çın çınlayan.. hani mikrofonlardan bazen gelen tiz bir ses var ya, aynen onun gibi. bir de üstüne motorla kasksız 120 yaparak gittiğinizi farzedin, kulaklarınızda duyacağınız rüzgar uğultusunu ekleyin. ben nerden düştüm buraya, kulaklarım sağır olmadan bi bitse, veya belki de sağırlığı kabullenip şimdiden kendimi alıştırsam daha iyi olur dedirten bir ses... en azından ilk tecrübemde öyleydi, belki de en uzun uçuşum olduğundandır... belki de sonrakilerde sese alışmışımdır... belki de ses hakikaten azalmıştır.
benim ilk tecrübem, sanki dev ve görünmez bir elektirik süpürgesinin çekim alanına kapılmışım gibiydi. uzun zaman geçti olayın başını pek hatırlamıyorum ama, hatırladığım yerden sonrasında son hız duvarların tavanların içinden bir akıma kapılmış uçuyordum. yatakta kimseyi görmeye pek bir fırsatım olmadı yani, ama kafayı duvara geçirme duygusu da bir o kadar rahatsız edicidir hiç şüpheniz olmasın. o hızla karşıma çıkan her duvarda veya tavanda bayağı bir irkiliyordum. sonra sonra baktım bir şey olmuyor alıştım - nispeten yani. o ilk seferde epeyi bir sürüklenmiştim, sadece bina içinde değil sokaklarda da.. hatta eğer doğru hatırlıyorsam tanıdığım birini bir yerde başkalarıyla bir konuda kouşurken de görmüş olabilirim... ama kulaklarımda çınlayan ses ve uçma tecrübem ne kadar gerçekçi olsa da, gördüklerim daha ziyade rüya kıvamındaydı sanki.
daha sonraki seferlerde pek odamın veya apartmanın dışına çıkamadım
pek kontrollü olduğum da söylenemez hani, hiç yatağı gördüğümü/görebildiğimi de hatırlamıyorum.
bu tecrübemi sizinle paylaşmak istedim, çünkü:
1- bu yaşadığım astral seyahat değil de rüyaysa ne anlama geliyor çok merak ediyorum, belki siz bu konuda bana yardımcı olabilirsiniz.
2- evet, böyle şeyler var hayatta. ben şahidim. daha fazlasına da şahidim.
3- bir gün NBA maçlarını astral seyahat ile izlemeyi başarırsanız, ki çok düşük bir ihtimal, emin olun bu işe hiç bulaşmayıp maça geleneksel yollardan gitmek için para biriktirseydim daha iyiydi walla diyecekseniz. eğer böyle demiyorsanız bu çok daha korkunç bir duruma delalet eder mazallah.
4- bu öğüdüme rağmen ille de ben astral seyahat yapacağım kafaya koydum ölürüm de vazgeçmem diyorsanız, size doğrudan astral seyahate çalışmak yerine lucid dreaming ile başlamanızı tavsiye ederim. lucid dreaming'i çözdüm bitirdim dedikten sonra astral seyahate girişin.
5- ben bunları ilgim olduğu için araştırdığımdan değil rastgele yaşadıklarımdan biliyorum. yani söylediklerim teori değil bilfiil pratik - teori kısmını benim tecrübelerim üzerine merakından eski erkek arkadaşım araştırmıştı, oradan biliyorum
6- soğukkanlılık: evet, şart. gerçek hayatta soğukkanlı değilseniz hiç bulaşmayın. cidden.
ne kadar soğukkanlı olmak gerek diye sorarsanız, enaz benim kadar - ki ben bile tedirginlik hissediyorum, özellikle de ilkleri yaşarken.
ben ne kadar soğukkanlıyım? mesela 100 metrelik bir uçurumun kenarında vadinin fotoğraflarını çekerken, birden arkamdan beni iten kim olduğunu ve niyetini hiç bilmediğim bir densizden panik yapmadan ve kimse incinmeden kurtulma, hatta hemen sonrasında da fotoğraflara kaldığım yerden devam etme soğukkanlılığını gösterecek kadar... kışın ortasında fırtınalı bir denize kazak ve pantolonla dalıp, denizin dibini ve yüzünü aynı renk yapan dalgaların hem yüzeye çıkmamı engelleyip hem de beni kıyıdan sürüklediği bir anda kalan azıcık nefesimi en etkili bir şekilde nasıl kullanabileceğimi planlayabilecek ve planımı uygulayabilecek kadar.... çok bozuk, dar ve her gün can almasıyla ünlü bir yolda şoför aracı son sürat ecele sürerken -yol boyunca kıl payı atlatılan ölümcül kazalara ve yol kenarında henüz kaza yapmış araç ve tırlara rağmen- "amaan sanki tır çarpsa ben mi tutacağım" diyip vurup enseyi horul horul uyuyabilecek kadar soğukkanlı olmak lazım mesela... en az bu kadar soğukkanlı olmak lazım hem de.
son olarak, yazdıklarım ile ilgili bana söylemek istediğiniz bir şey olursa mail atarsanız sevinirim, foruma yapacağınız yorumları büyük ihtimalle okuyamayacağım.
en son not: parapsikoloji ile insanın başı göğe eriyor olsaydı benimki çoktan ermişti, hem de kendiliğinden :/ ya da belki ermiştir de benim haberim yok